Martı'lar dünyanın en alt ucu olan Cape Town'daki Ümit burnuna gittiler. 30 Ekim 2012 tarihinde…
17 Haziran 2007 etkinliğimiz. Babalar günü.
Günün fotoğrafları için tıklayın.
Gün hakkında forumdaki yazışmalar için tıklayın.
Güneşli, rüzgarlı güzel bir gün geçirdik. Üye sayısı olarak az, ama bol uçurtmalı bir etkinlik oldu. Küçük bir festival havasında geçti. İyi bir rüzgarın ne kadar keyifli bir gün anlamına geldiğini gördük. Artık yavaş yavaş günün hikayesine geçelim.
Sahaya geldiğimizde toprağın sürülmüş olduğunu gördük. Belediye temizlik çalışması yapmış. Ufak tefek engebeler düzelmiş, fakat her taraf kum olmuş. Kum yürümeyi zorlaştırıyor, ayakkabıların içine giriyor, çantalarımızın üzerine, içine toz, toprak doluyor. Temizlik işlemi sonrası sökülmüş ot ve çalı kökleri sürekli olarak iplerimize dolandı. Eskiden burada sıkı bir zemin vardı. Üstünde yer yer kelleşmiş te olsa otlar bence göze kötü gelmiyordu. Umarım bu temizlik başka türlü düzenlemelerin alt yapısı değildir. Elimizde kalan çok değerli uçurtma alanımızdan olmak istemeyiz.
Rüzgar fena değildi. Uçurtmalar açılmaya başlanmıştı. Hemen hazırlığımızı yaptık ve börekleri yemeye başladık. Aç ayı oynamaz. Uçurtma sonraki iş. Halit bu arada poşetten yaptığı uçurtmaları açıp, çocuklara dağıtmaya başladı. Dörtgen uçurtmalardan yapmış, dörtgenlerin uçuşu gerçekten harika. Bu basitlikten beklenmeyecek bir uçuşu var. Halit’in özellikle poşetten yaptığı mini sled çok iyiydi. Bir yandan börekleri tıkınırken bir yandan fotoğraf çekmeye çalıştım. Midemi biraz sakinleşince uçurtma havalandırmaya giriştim. Kısa bir süre sonra rüzgar kesilmeye başladı. Rüzgarın dönmeye başladığını tahmin ettik, biraz sıcak güneş altında bekledik. Bu sırada belgesel çekimi yapacak arkadaşlar geldiler. Onlarla biraz sohbet, biraz oyalanma, derken rüzgar azlığına çare olarak prism 3d açmaya karar verdim. Yavaş yavaş kurarken birden rüzgar gelmeye başladı. Hep böyledir zaten, az rüzgar için uçurtmaları açarsınız, güçlü bir rüzgar çıkar ya da tam tersine, güçlü rüzgara bakıp, uçurtma hazırlarsınız, birden rüzgar kesilir. Rüzgar bir süre kararsızca hızlandı, yavaşladı.
Serkan kırdığı HQ Rave uçurtmanın kanat çıtasından bulmuş, onu taktık. Bu sırada fotoğraf çekme işini Erol’un kardeşi Gürol’a devrettim. Kendisi iyi bir fotoğraf amatörüdür. Bu hafta fotoğraf çekmesi beni bir hayli rahatlattı. Biraz uçurtma uçurmaya zaman ayırabildim.
Rüzgar giderek hızını arttırdı. İyi bir rüzgar yakaladık ve uçurtmaları açmaya başladık. Bu hafta üye sayımız az olmasına rağmen bir hayli uçurtma havalandırmayı başardık. Küçük bir festival havası yakaladığımız günlerden biri oldu.
Kayıplarımız da oldu tabi. Levent’in yarasa elden kaçtı ve neyseki karşıdaki burunda balık tutanlar tarafından yakalandı. Ardından Erol’un Prism Elixir’in omurgasına basılarak kırıldığını öğrendik. Daha sonra Halit’in dörtgenlerden birini alan ufaklıklardan birinin Ziya abi’nin ipini aşırdığını farkettik. Oldukça kalın ve ağır bir iple nasıl uçurabileceğini zannetti bilemiyorum. Fakat bütün topu açmıştı. İpi aça aça plajın ortasına kadar gitmiş. Bir ara benim uçurtmayı uçuran çocuk elinden ipi kaçırdı. Uçurtma benim tarafıma doğru uçuyordu, çocuk koşuyor, ama ipe yetişemiyordu. Büyük bir hızla koşmaya başladım. İpin önünü kesmek üzereyken dengemi koruyamadım ve yere yapıştım. Neyse ki o sırada uçurtma yavaşlamış ve çocuk ipin ucunu yakalayabilmişti. Benim koşturmam ve düşmemden korkmuş olsa gerek ki hemen ipi bana teslim edip, toz oldu. Bunlar olmadan önce benden uçurtma satın almak isteyen bir çocuğa uçurtma satmadığımızı anlatmaya çalışıyordum. Büyük bir ısrarla uçurtma satmamızı isteyip durdu. Kaçan uçurtmanın ardından atlama, zıplamalarımdan sonra etrafa bakındığımda, yerde dağılmış halde bir dörtgen buldum. Hemen alıp düzeltmeye giriştim. İpini açmaya çalıştık, kumdan bozulmuş bantları çıkarıp yeni bantlarla yapıştırdık. Üzerindeki ipi açmak mümkün olmadı, neyse ki Halit biraz ip verdi ve çocuğu neşeyle gönderdik. Arkasından uçurtmanın çok iyi uçtuğunu, bu uçurtmaya bakarak başka uçurtmalar yapmasını, arkadaşlarına göstermesini tavsiye edip durdum. Umarım bu güzel uçuşa sahip dörtgenin kıymetini anlar.
Tüm gün boyunca herkes satılık uçurtma sordu. Hepsine hobi olarak uçurduğumuzu, satmadığımızı anlattık, kendilerine denemeleri için uçurtmalar verdik. Planlara bakıp, belki yaparlar diye sitemizin adresini verdik. Bunca soran insan arasından ne yazık ki binde bir geri dönüş ya oluyor, ya olmuyor. Satın almaya hazır çok insan var, ama yapmak isteyen yok.
Bugün ilk defa mekik uçurtmamı ters uçurmayı denedik. Uçurtmayı kuyruksuz uçtuğu yönün tersine, baş aşağı çevirip, kuyruk bağladık. Gayet iyi uçtu; üstelik bu şekilde uçtuğunda rüzgar çekişi oldukça azaldı. Sanırım rüzgarın güçlü olduğu zamanlar kuyrukla ve ters uçuracağım. Böyle bir uçurtma yaparsanız iki uçurtmanız varmış gibi oluyor.
Gün biterken sıra Halit’in haylaz deltasında idi. O da elden kaçıp yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı. Biz farkettiğimizde plajın ortalarını geçmişti. Halit birinin bisikletini aldı ve uçurtmanın peşinden gitti. 15 dakika sonra uçurtma ile geri geldi. Bir kadın yakalamış ve keyifle uçurmaktaymış. Bu arada başka kaybımız var mıydı bilemiyorum.
Tüm kayıplara rağmen günü çok keyifli bitirdik. İyi bir rüzgar vardı. Umarım haftaya tekrar böyle bir rüzgar yakalarız.