Martı'lar dünyanın en alt ucu olan Cape Town'daki Ümit burnuna gittiler. 30 Ekim 2012 tarihinde…
24 Haziran 2007, Yeşilyurt
Günün fotoğrafları için tıklayın.
Sıcak bir hava, alışveriş işi geç saate kaldı, dönüş yolundayım. Uçurtma için çok geç oldu diye düşünürken Serçin aradı. Fener önündeymiş ve fazla kalamayacakmış. Pek kimse yok, Erhan bey gelecek, daha fazla gelen yok deyince gelmeye çalışacağım dedim ve alana gittim. Saat 5’i geçiyordu galiba ve buna rağmen hava sıcaktı. Neyseki güçlü bir rüzgar esiyordu. Uçurtmalar için pek iyi sayılmaz, ama sıcağın etkisini azalttığı için rüzgar fazlasına pek üzülmüyoruz. Alana yine düzenleme yapılmış ve ince kum dökülmüş. İnce kumu sahile dökeceklerine beton yolun yanına dökmüşler. Anlaşılan kamyonun üstünden hemen oraya boşaltılıvermiş. Büyük ihtimal sahile kadar kum dökülecek. Alanın ağaçlandırılmasından iyidir. Fakat toz geçen haftadan daha fazla, ayakkabılar ve pantalon paçaları toz içinde kalıyor, uçurtma çantalarının içi kum doluyor. Ayakkabı içlerine de bolca kum doluyor. Fotoğraf makinalarımızda bundan payını alacak elbet.
Selamlaşmalardan sonra Zahit’i soruyorum. Zahit ile tanışıyoruz. Beni tanımıyor, kendimi tanıtıyorum. İki ipli uçurtma uçuruyor. Meğer yeni öğrenmiş, bugün. Caner ben öğrettim dedi.
Erhan abi ve Ziya abi bir şeyler açmışlar, yoksa gökyüzü boş kalacak. Göküyüzünde neler var bakıyorum ve fotoğraflamaya başlıyorum.
Kenarda yeşil alanda birileri iki ipli uçurmaya çalışıyorlar. Neden orda olduklarını anlamıyorum. Biraz sonra uçurtma yandaki bahçeye çakılıyor. Hemen yanlarına gidiyorum ve uçurtma alanına geçmelerini söylüyorum. Onlara uygun bir yer gösteriyoruz. Uçurtma uçuranın adını unuttum. Daha önce Bahçeşehir’de bize katılmış. Bizi tanıyor ve siteyi takip ediyormuş. Biraz iki ipli uçurdu. Rüzgar sertti ve acemiler için bu rüzgar iyi sayılmaz. Erhan abi uçurtmaya kuyruk taktı. Böylece hem daha keyifli bir uçuş oldu, hem ortalık biraz şenlendi. Bizden erken ayrıldılar. Tekrar gelmelerini istedik.
Bir süre sonra Ziya abi toplanmaya başladı. Erken kaçması gerekiyormuş.
Biraz fotoğraf çektikten sonra ara verdim ve Piranha parafoil uçurtmayı açtım. Rüzgar güçlüydü ve parafoiller için güçlü rüzgar her zaman iyidir. Piranha çok iyi sonuç verdi. Güçlü rüzgar istiyor. Az rüzgara hiç gelemiyor. Bu rüzgarda kendini buldu. Uçurtmayı aldığıma memnunum. Özellikle güçlü rüzgarlar için böyle bir uçurtma istiyordum. İsabet olmuş. Meska’ya teşekkürler.
Her zaman tembel tembel uçurtma uçurmak mümkün değil. Çevreden gelip soru soranlar, bilgi isteyenler, kart verme, web sitesinden bahsetme, birbirine dolaşan uçurtmalar, erken kaçanlar. Gün batmaya başlarken Zahit’e gözüm takılıyor. İki ipliyi elinden bırakamamış. Bu arada çevreden soru soranlara cevap yetiştiriyor.
Caner yaptığı rüzgar ölçeri getirmiş. Fena değil, işe yarıyor. Biraz özenirse çok sevimli bir araç haline getirebilir. Caner’in bir diğer marifeti ise eski elektrikli scooter’ından yaptığı ip sarma makinası. Kesinlikle güzel bir alet, uygun bir düzenleme ile çok işe yarayacağa benziyor. Şu an sistem tek bir ipi saracak şekilde çalışıyor. Değişen makara sistemi yapılırsa tamam olacak.
Artık toplanmaya başladık bütün uçurtmalar indi. Bir tanesi hariç. Malzemeler çantalara yerleştirildi, düzenleniyor. Birden Ateş ortaya çıkıverdi. Ateş hiç bir etkinliğe erken katılmaz zaten. Ama bugün geldiği etkinlik en geç katıldığı etkinlik oldu. Misafiri varmış. Gün battığı için rüzgarda dinmek üzereydi ve elindeki iki ipliyi açma şansı pek kalmamıştı. Toplanmamış son uçurtmayı tutmasına izin verdik. 🙂
Son olarak toplu fotoğraflarımızı Caner çekti. Yükümüzü sırtlandık ve evlere doğru yöneldik.