Bozcaada 21 Mayıs 2010

Uçurtma Festival duyuruları, festival fotoğrafları ve yorumları.
Post Reply
User avatar
ahmetbayar
Posts: 499
Joined: Thu Sep 08, 2005 1:53 pm
Location: Düzce
Contact:

Bozcaada 21 Mayıs 2010

Post by ahmetbayar »

Bozcaada Belediyesi ve Kaymakamlığı iki sene önce düzenledikleri ilk uçurtma festivallerinden sonra bu sene ikinci kez bir uçurtma festivali düzenliyorlar. Bizim de orda bulunmamız hususunda çok israrcı oldular.
Yarın (21.05.2010 cuma günü) öğlen saatlerinde yola çıkacağız ve akşam üzeri saat 7:00'de Geyikli'den kalkan son feribota yetişmeye çalışacağız. Cumartesi günü yapılacak festivalde Bocaada'yı şenlendirmek için elimizden geleni yapacağız. Anladığım kadarıyla Bozcaada oldukça küçük bir yer. Toplam 250 adet öğrenci varmış. Öyle olduğu halde 500 adet uçurtma temin ettiler.
Sanırım büyükler de küçükler kadar hevesliler. :lol:

Cuma ve Cumartesi akşamı bizleri misafir edecekler. Pazar günü uygun bir saate dönüş yoluna çıkacağız.
Güzel bir hava ve uygun bir rüzgar ile mahçup olmadan dönmeyi umuyorum.
Bence Bozcaada özel bir yer. Oradaki insanların memnun olacağı bir sonuç alabilirsek önümüzdeki senelerde Bozcaada Uçurtma Festivali'nin geleneksel hale gelmesinde etkimiz olabilir.
Uçurtmanın mevsimi yoktur.
Rüzgarın estiği her zaman, uçurtma zamanıdır.
User avatar
ahmetbayar
Posts: 499
Joined: Thu Sep 08, 2005 1:53 pm
Location: Düzce
Contact:

Re: Bozcaada 21 Mayıs 2010

Post by ahmetbayar »

Festivali gerçekleştirdik.
Bozcaada gerçekten harika bir yer. İnsanları son derece canayakın ve misfirperver. 2007 Senesinde ilk kez düzenlenen festivali şimdiki yetkililer hatırlamıyorlar. Muhtemelen o zaman başka kişiler vardı. Bozcaada'dan döndükten sonra bizim forumda Bozcaada'yla iligili bir arama yaptım ve o zaman yaşanan bir koordinasyon hatası sebebiyle kulübümüzün neden Bozcaada'ya gidemediğini hatırladım. Gerçekten büyük talihsizlik olmuş. Keşke gidilseymiş ve herkes Bozcaada'yı görseymiş.

Cuma günü saat 7:00'deki son feribota yetişemedik. Büyük macera yaşadık. Telefonla ada yetkililerine ulaştık ve durumu anlattık. Belediye Başkanı ve kaymakam olaya hemen müdahale ettiler ve bizler için koca feribotu beklettiler. Feribota geldiğimizde tam 20 dk. geç kalmıştık. Gemideki herkesin yüzü asılmıştı. Ama hiç kimse bize bir şey demedi. Böyle olduğu için çok üzüldük. Ama cuma akşamı adaya geçemeseydik büyük sorun yaşayacaktık.

Aynı günün akşamı yetkililerle bir yemek yedik ve ertesi gün için plan program yaptık. Ertesi gün çocuklar alana bizden önce gelmiş bekliyorlardı. Uçurtma dağıtımı çok kısa bir zaman aldı ve herkes uçurtmalarını kurdu. Fakat yılın her mevsimi rügarlı olan adada 1 saat kadar rüzgar problemi yaşadık. Tüm gün böyle olacak diye oldukça endişe yaşadım. Fakat neyseki saat 11 gibi rüzgar esmeye başladı. Bu seferde adanın büyük ve güzel tarihi kalesi bize problem çıkardı. Toplandığımız alan kalenin yüksek duvarları sebebiyle rüzgar almakta zorlanıyordu. insanlar 2 gruba ayrılarak kalenin iki kenarında uçurtmalarını havalandırmaya başladılar. Kimileri şehrin sokaklarına kadar girdiler. Havada 200 civarında yoğun bir uçurtma görüntüsü oluştu. Fakat gruplar birbirlerinin uçurtmalarını göremiyorlardı.

Biz de büyük uçurtmalarımızı uçurmak için sahile inmek zorunda kaldık. Tüm gün sorunsuz uçurtmalarımızı uçurduk. Yağmur kesntilerle tüm gün devam etti. Ama kimse yağmur var diye kaçmadı. Herkes inatla uçurtmasını uçurmaya devam etti. Akşam saatlerinde yağmur durdu, hava açtı fakat rüzgar da durdu. Hepimiz gün boyu hava şartlarıyla mücadele etmekten yorgun düştük. Fakat herkes hayatından memnundu.

Akşam saatlerinde yemek yemek üzere yeniden yetkililerle bir araya geldik. Seneye yapılabilecekler hakkında uzun uzun konuştuk. Alan konusunda bir karar verdik. Kalenin kalabalığı bölmemesi için kalenin tek tarafının kullanılması gerektiğini düşündük. Çocukların yarışma yapabilmesi için 15 gün öncesinden bir duyuru yapılarak hayal güçlerini ve el becerilerini zorlamaları gerektiğine karar verdik. Daha değişik ve büyük uçurtmalrla festivalin desteklenmesinin yanı sıra alanda bir ses düzeneği kurularak müzik eşliğinde insanların daha fazla eğlenmesinin sağlanabileceğini düşündük.
En önemlisi de Kulübümüzden ve değerli uçurtma ustası arkadaşlarımdan bahsettim. Seneye Martı Uçurtma Kulübünün katılımının sağlanabilmesi için gereken herşeyin yapılması gerektiği konuşuldu. Daha önce dediğim gibi 2007 senesindeki festivali hatırlayan kimse yoktu. Demekki amacına ulaşamayan etkisiz bir festival yapılmış. Neyseki bu seneki festival bizim etkimizle biraz ses getirdi.
Ama tabiki yeterli olmadı....
Last edited by ahmetbayar on Tue May 25, 2010 4:35 pm, edited 2 times in total.
Uçurtmanın mevsimi yoktur.
Rüzgarın estiği her zaman, uçurtma zamanıdır.
User avatar
ahmetbayar
Posts: 499
Joined: Thu Sep 08, 2005 1:53 pm
Location: Düzce
Contact:

Re: Bozcaada 21 Mayıs 2010

Post by ahmetbayar »

Last edited by ahmetbayar on Mon May 24, 2010 5:44 pm, edited 1 time in total.
Uçurtmanın mevsimi yoktur.
Rüzgarın estiği her zaman, uçurtma zamanıdır.
User avatar
Erhan
Posts: 391
Joined: Thu Sep 16, 2004 11:02 pm
Location: Erenköy / İstanbul
Contact:

Re: Bozcaada 21 Mayıs 2010

Post by Erhan »

Hikaye ve fotoğraflar için teşekkürler.
Belliki gayet zevkli geçmiş.
User avatar
Halit
Site Admin
Posts: 3767
Joined: Fri Sep 17, 2004 9:29 pm
Location: Bahçeşehir/İstanbul
Contact:

Re: Bozcaada 21 Mayıs 2010

Post by Halit »

Çok güzel bir festival olmuş. Umarım seneye birlikte gideriz.
http://www.ucurtmaplanlari.com
User avatar
Altan
Site Admin
Posts: 3734
Joined: Tue Sep 14, 2004 9:17 pm
Location: İstanbul / Küçükçekmece
Contact:

Re: Bozcaada 21 Mayıs 2010

Post by Altan »

Yer anlamlıymış, ama rüzgarı engellemiş. Bir sonraki daha da güzel olacaktır.
Altan Güvenni
Uçucu madde bağımlısı.
User avatar
ahmetbayar
Posts: 499
Joined: Thu Sep 08, 2005 1:53 pm
Location: Düzce
Contact:

Re: Bozcaada 21 Mayıs 2010

Post by ahmetbayar »

Diğer gittiğimiz yerlerdeki arkadaşlar bu yazıyı okuyorlarsa bana kızmasınlar ve anlayış göstersinler lütfen. Ama söylemezsem içinde kalır: Bozcaada şimdiye kadar gittim en güzel yerdi. Festival bitiminde istemeye istemeye adayı terk etmek zorunda kaldık. Adanın kendine has otantik bir havası var. Adalıları kıskanmadım desem yalan olur. Döndük dönmesine de aklımız ve kalbimiz orda kaldı.
İşin ilginç tarafı adalılar da adalarının ne kadar kıymetli olduğunun farkındalar ve bir gün Bodrum gibi olacak diye çok endişeleniyorlar.

Otellerinde bizi ağırlayan Aslı Hanım ve babası Mehmet Bey adanın 500 yıllık bir ailesiymiş. Baba-kız zorluklarla inşa ettikleri otellerini işletiyorlar bugünlerde. Aslı hanım iki üniversite birden bitirmiş ama adayı terk etmemiş. Babası Mehmet bey işini son derece titizlikle yapan bir değerli işadamı. Otelciliğin yanı sıra adanın diğer tarfındaki üzüm bağlarıda tarım yaptıklarından bahsetti.

Adanın tek eczacısı Öznur hanım da yüzyıllardır ada yerlisi olan bir ailenin mensubu. Tek başına tüm adaya yetişiyor. Adada bağcılık yapan Mustafa bey ile yakın akrabalar ve her ikisi de belediye meclis üyeliği yapıyorlar.

Esra Hanım adalı değil. İstanbullu. Ama o da benim gibi adaya bir gelmiş ve bir daha geri gitmek istememiş. Üniversiteyi bitirdikten sonra nerdeyse her hafta sonu bıkıp usanmadan adaya gelip gitmiş. Şimdilerde artık adalı olmanın mutlulupunu yaşıyor ve İstanbul'u özlemiyor. Eşi Mehmet bey adanın önemli ailelerinden birinin mensubu.

Adada yazın turizm önem kazanıyor. Ama ana gelir kaynağı bağcılık. Adanın arka taraflarında büyük bağlar var. Adada 4 tane şarap imalathanesi var. Bu imalathaneler kasabanın içindeki tarihi binaların içinde yer alıyor. Üzümlerini ve şaraplarını satmakta kesinlikle zorlanmıyorlar. Ben alkol kullanmadığım için şaraplarının tadı nasıldır bilemiyorum. Ama Fransa'ya kadar sattıklarına göre işlerini oldukça iyi yaptıkları muhakkak.

Kasabada nerseyse hiç yeni yapı yok. Eski binalar özenle tamir ediliyor ve kullanılıyor. Kasaba dışında bir iki tane tatil amaçlı yapılmış site var. Ama belediye bu konuda çok dikkatli davranıyor ve çeşitli yasaklarla adadaki yapılaşmanın önüne geçmeye çalışıyor.

Daha söylenecek çok şey var aslında. Umarım seneye birlikte gideriz. Belki siz de emekli olduğunuzda benim gibi Bozcaada'ya yerleşmeyi düşünürsünüz. Birlikte üzüm yetişririr bol bol uçurtma uçururuz.
Uçurtmanın mevsimi yoktur.
Rüzgarın estiği her zaman, uçurtma zamanıdır.
Post Reply